TOPRAK ÖNEMLİ

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Her bitki her toprakta yetişmez. Her bitkinin yetişeceği uygun topraklar vardır. Örneğin incir ağacı yüksek yaylaların tepesinde yetişmez. Kardelen karları delip çıkmasıyla ünlüdür. Kivi suyu bol olmayan yerleri sevmez. Ayrık otu dağların eteklerinde nadasa bırakılmış tarlaları, bir de Marmara’nın topraklarını çok sever…

 

Sanatta öyle kendine uygun ortamı bulamazsa geriler, durağanlaşır. Eğer ülke yasaklarla doluysa, özgürlük ve demokrasi yoksa o ülke de sanat gibi geriler. Tiyatro salonları yerine cezaevleri açılır. Ülkeye yazık olur. Ülke karanlığa bürünür.

 

Karanlık ülke de karanlık insanlar yetişir.

 

İşte bunların işi gücü yalan dolandır, çalma çırpmadır, hırsızlıktır, kandırmadır. Çünkü toprak (sistem) buna müsaittir. Çünkü sistem bunları besler, büyümesine olanak sağlar.

 

Son günlerde bir “çiftlik bank” hikayesi herkesin ağzında dolaşıp duruyor. Gazeteler, televizyonlar, radyolar ve sosyal medya tamamı “çiftlik banktan” söz ediyor.

 

Neymiş; 22 yaşında mı desem, 27 yaşında mı desem, imam hatip mezunu bir genç, bir inek çiftliği açmış, adını da “çiftlik bank” koymuş. Çağırmış bakanı, kaymakamı, belediye başkanını, eşrafı ve bilumum halkı. Devlet yetkilileri açılışta konuşuyorlar.

 

Bir yetkili: Sayın Cumhurbaşkanımızın izniyle… ( Allah’ın izniyle diyecek ya öyle diyor.)

 

Başka bir yetkili: “Fatih İstanbul’u fethi ettiğinde senin yaşındaydı, yürü be tosunum, kim tutar seni…”

 

Yine bir yetkili,  heyecanlı mı heyecanlı slogan attırıyor: “Allahuekber… Allahuekber…” Halk tekrarlıyor.  “Allahuekber…” coşku yere göğe sığmıyor…

 

Çiftlik bankın basın sorumlusu olan, yanlış yerde durduğunun farkında bile olmayan bir sanatçı konuşuyor. Övgüler… Övgüler… Övgüler…

 

Davullar zurnalar eşliğinde görkemli bir açılış yapılıyor. Her tarafta Türk bayrağı dalgalanıyor. Alkışlar yeri göğü inletiyor. Halk, devlet yetkililerinin konuşmalarını kulaklarıyla duymuş, gözleriyle görmüş…  İşlem tamam, güven zirvede…

 

İmam hatip mezunu genç artık hedefi görmüştür, ellerini ovuşturuyor, avının üzerine atlayacak bir yırtıcı gibi gözlerini kısarak avına kilitleniyor. Soluğunu tutmuş. Şimdi tam eylem zamanı diyor ve atlıyor.

 

“Ey değerli halkımız, yüce milletimiz, büyük insanlık, duyduk duymadık demeyin; Çiftlik bankı daha da büyüteceğim. Türkiye’nin en büyük inek çiftliğini kuracağım. Çiftlik banka eli bin lira getirip yatırana her ay beş bin lira ödeyeceğim, artık sizlerin çalışmasına gerek yok, sizlerin yerine ben çalışacağım, sizlere yattığınız yerden bol para kazandıracağım…

 

Ve paralar gelmeye başlıyor.  Ellişer, yüzer, beş yüzer binlikler çiftlik bankın kasasında toplanır.

 

Ve yüz binin üzerinde insan 511 Milyon lirayı teslim eder.

 

Fatih’in İstanbul’u fetih ettiği yaşta olan İmam hatip mezunu genç (Mehmet Aydın) avını almıştır artık, paraları çuvallara doldurur gider. Kayıplara karışır.

 

Değerli halkımız, yüce milletimiz, büyük insanlık soyulmuştur, yaralıdır, sadece solumaktadır! O kadar!.. Geçmiş olsun.

 

Şimdi, dolandırıcıların yetişmesi için bu toprakları kim uygun hale getirdi?

 

Son sözümüz de dolandırılanlara olsun. Anlaşılıyor ki, sen sana söylenen yalanları yutarsan, seni soyanlara, dolandıranlara öfkelenmezsen, bu topraklar daha çok dolandırıcı, hırsız yetiştirecek. Ve sen daha çoook dolandırılacaksın…

 

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir