Toprak canlı yaşamın hamur ve mayası kadar önemli bir role sahiptir.
Sosyal erozyonla karşı karşıya olan kişiliklerin en etkili tedavi ilacı toprakla buluşmasıdır.
Toprak insanı özüyle buluşturur yabancılaşmasını önler.
Toplumsal kanıya göre insanın topraktan gelip toprağa gideceği inancı etkindir.
Bilimsel olarak da hayat toprak, su, hava ve güneşin ortak eseri olduğu kabul edilir.
Tabi ki insan ve yaşam tarihsel sürecin evrimi sonucu olmuştur. çanakkale escort
Tarihte toprağa dair ozanlar, bilgeler, dervişler çok söz ve hikayeler söylemiştir. Aşık Veysel bunlardan bir tanesidir. “Benim sadık yarim kara topraktır” demiş. Yine İtalyan iktisatçılardan Likardo “ne satarsanız satın ama toprak satmayın” demiş. Gerek bugün Filistin topraklarında İsrail devletinin olması, toprakların satılmasını sebep gösterenler de bulunmaktadır. Yine İspanyol, İngiliz vb. Amerika’ya yerleşmesi dil kültürünü hakim kılması. Amerika’nın yerli halklarının sömürülmesi de topraklarını sahiplenmemesinin sonucudur.
Betonlaşma kapitalizmin yarattığı eserdir.
Kapitalizmin yaratığı, beton metropollerde yaşayan insanların zamanla ruh ve duygu dünyasında özüne yabancılaşma tahribatları yaşanır. İstisnalar hariç. Hani derler ya “altını çamurun içine de koysan paslanmaz” işte böylesi güzel kişiliklerde vardır.
Ama yozlaşan toplumda insanı bir ahtapot gibi sarmalayan kapitalizmin kültür özentileri yiyeceğinden içeceğine kadar insanın içine girer, ruhuna işler. İnsanı düşürür, düşkünleştirir. Sevgi ve şefkat duygularını köreltir.
İşte bu noktada en büyük tedavi topraktadır.
Toprakla buluşmaktadır. Dünyaya gözünü açtığı topraklarda, terbiyesi ve kültürüyle büyüdüğü toprakların toplumuyla geçmişini tazelemesidir. Özüyle buluşmasıdır. İnsan doğduğu yerin toprağının meyvesidir. Orda filizlenip, serpilip dal budak saçmış, çiçek açmıştır. Orda buluştuğunda Sokrates’i hatırlasın; “sorgulanmayan yaşam yaşanmamış yaşamdır” sözüne hak verecektir.
Mezopotamya toprakları acılıdır. Asidir, bir o kadar da vefalıdır.
Topraklarımızda güven, sevgi, mertlik çok pahalıdır. Mem û Zîn, Seyit Rıza, Bedirhan, Şeyh Saidlerden çağdaş Kawa’lara kadar sevda kirletilmemiştir. Dostluk yüce tutulmuştur.
Arabistan çölleri ile Hindistan altın tapınaklarıyla meşhurdur.
Ama bizimde dağlarımız, ovalarımız, ırmaklarımız ve koca yürekli güzel insanlarımızla var.
