Özgürlük için Hukukçular Derneği, Mersin Valiliği’nin ilde 10 gün eylem ve etkinlikleri yasaklaması kararını yargıya taşıyarak yürütmenin durdurulmasını talep etti.
Halkların Demokratik Partisi’nin 3 büyükşehir belediyesine kayyum atanmasının ardından birçok ilde de Valilikler tarafından eylem ve etkinlik yasağı ilan edildi. Bu kapsamda Mersin Valiliği tarafından alınan 10 günlük yasak kararını Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyeleri yargıya taşıdı. ÖHD’li avukatlar, yürütmenin durdurulması amacıyla Mersin İdare Mahkemesi’ne başvurdu.
Avukatlar kentte yaşayan yurttaşların Anayasal hakları olan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ile ifade özgürlüğünü kısıtlanmaması için yürütmenin durdurulmasını isterken, Valiliğin almış olduğu kararın hiçbir somut dayanağı olmadığına dikkat çekti. Ayrıca avukatlar, alınan kararın hem Anayasa hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne aykırı olduğuna dikkat çekti.
Avukatların yürütmeyi durdurma istemiyle yaptıkları başvuruda şunlara dikkat çekildi;
“* 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27’nci Maddesi açıkça hukuka aykırılık ve telafisi güç zarar ihtimalinin birlikte var olması halinde yürütmeyi durdurma kararı verilebileceğini düzenlemektedir. Uygulamakla etkisi tükenecek idari işlemler yönündense, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere savunma beklenmeksizin, doğrudan yürütmeyi durdurma kararı verilebileceği de ifade edilmektedir.
- Dilekçemizde görüleceği üzere Valilik, 21.08.2019 tarihi itibariyle 10 gün boyunca Mersin İli genelinde açık ve kapalı alanlarda toplantı ve gösteri yürüyüşü etkinliklerini yasaklamıştır. Bu süre içerisinde Mersin ili genelinde insanların, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını ve dolayısı ile ifade özgürlüğünü kullanmaları engellenmiştir. Yani idari işlemin uygulanması derhal sonuç doğuracak, yürütmeyi durdurma kararı verilmezse telafisi imkansız bir zarar ortaya çıkaracaktır.
- Bu nedenle davalı idarenin savunması alınmaksızın yürütmeyi durdurma kararı verilmesi bir gereklilik olup aksi durumda yargı süreci, işlemin hukuka aykırı olduğunu tespit etmekten öteye geçmeyen ve yurttaşların somut kayıplarını gidermeyen bir sürece dönüşecektir.”
Kaynak: Mezopotamya Haber AJANSI
