VATANDAŞLARINDAN KORKMAYAN BİR ÜLKE İSTİYORUM

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

17 yaşında lisede Maraş katliamını protesto için okulda yaptığımız boykot.
Mavi bereliler tarafından tutuklanmama neden olmuş, gözaltında bir öğrenci genç olarak gezdirildiğim bir sürü nezarette sorgulanmış, polis ve asker şiddetine maruz kalmıştım.
Yani yaşadığımız ülkede gençlik nerdeyse potansiyel suçlu görülüyordu.
Bu ülkede ne güzel gençler karıncayı incitmeyecek kadar ince ruhluydular.
Onlar bağımsız Ve özgür bir ülke idealiyle yaşıyordular.
En değerli üniversitelerde okuyordular. Sinan Cemgil ‘Deniz Gezmiş’Mahir Çayan ‘Hüseyin. Bu ülke çok korktuğu için bu gençleri ecelsiz götürdü.
Kemal Türkler bu ülkede orta yaş kuşağından bir işçi sınıfının lideriydi.Abdi İpekçi bir gazeteciydi.Kemal Türkler işçi sınıfının bu ülkede insanca bir yaşam mücadelesi verdiği için bu ülkede korkuluyordu.
Abdi İpekçi aydın bir yazar ve gazeteciydi. Korkuluyordu ki bu iki insan da karanlık güçler tarafından vuruldu.
Bu ülke gençlerinden ‘sendikacılarından’ gazetecilerinden korkuyordu.
Bu korku on yılda bir askeri darbelere maruz kalıyordu.
Çünkü korkuyordu.
En son 12 Eylül askeri faşist darbesi on binlerce genç yaşlı kadın insan işkenceler yaşamış ‘işlerinden atılmış .Ülkesinden kaçmış mülteci olmuştu.15 Temmuz 2016 da tekrar gerçekleşen darbe ülkeyi yönetenler Allah’ın bize lütfu diyordular. Artık hiçbir şey iyi değildi.
Bugün 8 Mart’ı 1857 Ağustos ayında Amerika da tekstil fabrikalarında insanca bir yaşam için girdikleri direniş mücadelesinde polis tarafından fabrikada yangın çıkarılmış 129 kadın işçi hayatını kaybetmişti.
Bu olay dünyada kadınların, 8 Mart’ı Dünya Emekçi Kadınları anma ve mücadele günü kabul etmiştir.
Bugün 8 Mart’ı İstanbul’da kadınlar, Kadıköy iskelesi karşısında miting yapıyordu. Mor giysileriyle halaylar çekiyordular.
Benle öğretmen bir arkadaş üçüncü kat bir tesiste balkonda oturuyorduk.
Buradan kadın mitingine gelen kadın yürüyüşünü gözleyen telsizle yönlendirme yapan sivil polisler oturuyordu.
Dört koldan gelen genç kadın yürüyüşlerine telsiz yorumları bizi çok huzursuz etti.
Gün güneşliydi. Gökyüzü mavi deniz kurşuniydi.
Kadınlarını ‘gençlerini’ aydınlarını, karanlık bulutlar gibi çevreleyen bu devlet sistemi benim keyfimi kaçırıyordu.
Bir an düşlerde aradım o mavi ülkeyi.
Kendi vatandaşından korkmayan …

 

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir