Vicdana Dönmek / Burhan Gündoğan Yazdı

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yaşam biçimi önemlidir. İnsanların yaşama bakışı, algılayışı, yorumlayışı, davranışı, inanç biçimi ritüelleri kendine dairdir. Bir çizilmiş, şekle dönüştürülmüş, pencerelenmiş yaşam biçimi vardır ki bu zorlamadır; insanın vicdanına ve inancına da terstir. Bir de içten gelen kendince olan, yaşadıkça mutluluğu arttıran, dayatılmayan bir yaşam tarzı vardır. Kalben ikincisine inanırım ve bunun elde avuçta tutulması, kaybolmamasına önem veririm. O nedenle gerçek anlamda bir laikliğin herkese lazım olacağını düşünüyorum.
Dayatılan, korkuyla kabul ettirilmeye çalışılan zorla benimsetilen hiçbir şeyin, ömrünün uzun olmayacağını yaşanılan dünya gerçeği gösteriyor. O nedenle yaşam biçimimize müdahaleye karşı durmak bütün anlayışların ortak paydası olabileceği inancındayım. Birinin kendi dilini, kendi inancını, kendi bakışını zora dayanarak başkasının önüne koyması yarına vurulan prangadır. Diller ve renklerin özgürleşmesi ülkenin ve dünyanın güzelliklerle donanması demektir. Son zamanlarda Ezidi halkına, giderek Irak’ta, Suriye’de kadınlara ve çocuklara uygulanan zulüm, vicdanı olan herkesi rahatsız etmelidir. Üç yaş sınırıyla on yedi yaşa varana kadar birçok çocuk tarihin en büyük sapkınlığıyla karşı karşıyadırlar. Görülenleri ve yaşananları ileride ne bir roman ne de bir film anlatmaya yetecektir; bütün bunları, çekilen haber videolarında, gören; savaşların bütün barbarlığına tanık olan bizlerin. Sessizliğin gölgesinden çıkıp daha insani duruşumuzla vahşete karşı çıkmak bugün bir insanlık borcudur. Özellikle kadınların, kendilerini köleleştirmeye adeta ant içmiş bu zulüm düzenlerinin karşısında olmaları gerekiyor, yürekleri insan ve çocuk sevgisiyle dolu kadınların ve dünyanın en barışçıl tarafının simgesi olan kadınların ayrımcılığa, inançları, ritüelleri ve dillerinden dolayı ötekileştirilmeye çalışılan bütün ötekileştirici bakışların karşısında durmaları onlara omuzlarına yüklenilmiş en büyük sorumluluğu vermiştir zaman.

Görünen köy klavuz istemiyor, bizi bekleyen korkulacak yer bellidir, götürülmek istenen yol yol değildir. Yapılacak tek şey var vicdanımıza dönmek, o sesi içimizde hissetmek. Ortadoğu haklarının acımasızca kapıştırılıp bir vahşet içinde kıvrandırılarak kırılmasına seyirci kalmamak, duruşumuzu net olarak ortaya koymak hepsi bu.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir