YALNIZLIK İÇERİSİNDE İNSAN KALABİLMEKTİR ASIL MESELE

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ve yalnızlıklar içinde ki bir kentin,  yalnızlıklar içinde ki zihnimde bir  kreatif düşünce alır götürür beni ta gökyüzünün ufuklarına…

Ve, önceden yaşadıklarımız bunca şeylerin üzerine yeni şeyler koyabilmek,  hayal gücümü kullanarak, farklı düşünce ile yeni fikirler üretebilmek, yine bu düşünceyle hayal gücünü kullanıp, herkesin gördüğünü görüp farklı farklı şekilde düşüncelere dalar, kendi içimdeki yalnızlığımdan kurtulmak isterim.

Bazen öyle anlar oluyor ki; bu kreatif düşünce içerisinde bile, sizin tüm duygularınızı, tahayyüllerinizi, benliğinizi, iradenizi esir alıp, hiçsizleştiriyor.

Ve o kente derinden, hüzne bulanmış yalnızlık çöküyor.

Ve, bazen bir kente yalnızlık çöktüğü an,   o kentte, benimde ruhuma hüzne bulanmış yalnızlığım çöküyor.

Böylesi bir ruh haliyle geceleri, kendi yalnızlığımı da alarak, yaşadığım şehrin en tepe noktasına çıkar,  bir kentin yalnızlığını seyreder ve karmaşık duygular içerisinde hüzne bulanmış kendi yalnızlığımı dinlerim.

Bir kentin yalnızlığını seyrederken, hüzne bulanmış kendi yalnızlığımı dinlerken Grup Yorum’ un “Uğurlama” isimli şarkı dizelerini mırıldanır dururum.

“Bu kente yalnızlık çöktüğü zaman/Uykusunda bir kuş ölür ecelsiz/Alıp da başını gitmek istersin/Karanlık sokaklar kör, sağır, dilsiz…”

İşte, o an, farkına varıyorsunuz, bir kentin yalnızlığını ve yalnızlıklar içinde ki bir kentte hüzne bulanmış kendi yalnızlığınızı.

 Ve hep yalnızsınız…

Etrafınızda koca koca kof kalabalıklar…

Ve;  dertleriniz, öfkeniz, özlemleriniz, aşklarınız, hayal kırıklıklarınız,  umutlarınız, yaptıklarınız, yapamadıklarınız, mutluluklarınız, mutsuzluklarınız, bütün hayalleriniz gökyüzündeki yan yana duran yıldızlar misali  gelir, yalnızlıklar içeresindeki yüreğinize dize dize yerleşir.

Ve hep yalnızsanız,  bazen bir şiir okur ya da bir şiir dinler, bezen bir filim, bazen de ruh halinize göre bir şarkı… Yalnızlığınıza yar olur, yaren olur.

Ünlü düşünür Nietzsche “Dünyanın en eski asaletidir yalnızlık” demiştir.

Aynı zamanda evrensel bir insan duygudur da, yalnızlık…

Yalnızlığınız içinde, bütün mesele, paradigması iflas etmiş bir toplum içinde hayata direnebilmek, tutunabilmektir.

Paradigması iflas etmiş toplumlar içinde, kof kalabalıklar arasında düş kurabilmektir, düşlerini gerçekleştirebilmektir.

Aslolan, paradigması iflas etmiş toplumlar içinde sevgiyi, aşkı muktedir kılabilmektir.

Sahte dostlukları, sahte ilişkileri, sahte sevgileri boşa çıkarabilmektir.

Aslolan, paradigması iflas etmiş toplumlar içinde gülmek, gülümsetebilmektir.

Ve hep yine yalnızsınız…

Bir çiçeği koklayabilmek, bir serçeyi avuçlayabilmek…

Bir insanın yüreğine dokunabilmek…

Bu yalnızlık içerisinde,  bunca yozlaşma, bunca çürümüşlük, bunca sevgisizlik içerisinde; duygudan, sevgide azade edilmiş kof kalabalıklar içerisinde insan kalabilmek…

Ve hayal edin…

Bir kentte yalnız dolaşan bir adam, yalnız dolaşan bir kedi, yalnız dolaşan bir köpek,

Ve bir kentin sokaklarında, mahallelerinde, sahillerinde, park-bahçelerinde  özgürce dolaşan bir kadın.

Eski aşklarda; “Seni Ölesiye Seviyorum” derdi, erkek kadın sevgilisine…

Simdi ise  “seni öldüresiye seviyorum, evli de olsam!”

O kentin sokaklarında eril eril dolaşan eril zihniyet.

Ve her gün, io kentin haber bültenlerinde insana utanç veren taciz,  eril tecavüze uğrayan, eril şiddete maruz kalan, katledilen kadınlar!..

Ve eril erkeğin, tiksinti veren zoofili haberleri!

Bu ülkede; çocuk da olmak zor, kadın olmak da zor, hayvan olmakta…

Dedim ya;

Bütün mesele..

Bir insanın yüreğine dokunabilmek, bir kuşu sevgiyle ayalarınızın içine alabilmek…

Bu yalnızlık içerisinde,  bunca yozlaşma, bunca çürümüşlük, bunca sevgisizlik içerisinde; duygudan, sevgide azade edilmiş kof kalabalıklar içerisinde insan kalabilmek…

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir