Yeni Anayasa ve İnsan Hakları Eylem Planı

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Bu hafta içinde, yeni bir Anayasa “reformuna” esas olmak üzere, yeni bir İnsan Hakları Eylem Plânı ya da stratejisi açıklandı.

Dağın fare doğurmayacağını çok iyi bildiğim için,  açıkçası açıklamaya hiç mi hiç ilgi duymadım.

Zaten halk dilinde, siyaset dilinde havuz medyası diye tabir edilen TV’leri epeydir izlemiyorum.

Ülkede ve bölgede yazılanları, çizilenleri,  yaşanan olayları internet üzerinden muhalif basını takip ederek öğrenmeye çalışıyorum.

Adalet Bakanlığı’nca hazırlanan ve partili Cumhurbaşkanı tarafından kamuoyuyla paylaşılan İnsan Hakları Eylem Plânını, daha detaylı olarak https://yetkinreport.com/2021/03/02/erdogan-insan-haklari-eylem-planini-acikladi/’ dan dikkatlice okudum.

Açıklanan “11 ilke, 9 amaç, 50 hedef, 393 faaliyet” adı altında bir İnsan Hakları Eylem Planı ya da stratejisi…

Ancak sizin dikkatini çekmiş midir, bilmiyorum? Ama benim gözlerimden kaçmadı.

İnsan Hakları alanında da arada sırada haşır neşirliğim olduğundan, konuya yabancı değilim. Açıklanan maddeleri tek tek okuyunca, küçük bir şaşkınlık geçirmedim desem, doğru söylememiş olurum.
Açıklanan maddelerin bir bölümü, Fransa’ da 232 yıl önce ilan edilen İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi ve Birleşmiş Miller tarafından 73 yıl önce ilan edilen İnsan Hakları Beyannamesinden intihal edilmiş gibi… 

Bana inanmıyor olabilirsiniz.

İkamet ettiğiniz kentte mutlaka bir İnsan Hakları Derneği Şubesi vardır. Üşenmeden,  size en yakın bir İnsan Hakları Derneği Şubesine gittiğinizde, 1948 yılında kabul edilen ve Birleşmiş Milletler tarafından deklere edilen İnsan Hakları Beyannamesini hemen girişte asılıdır.  İnsanın içini ısıtan ve pratik yaşamda uygulandığında her derde çare 30 Maddelik İnsan Hakları Bildirgesi, yöneticilerden önce sizi ilk karşılayandır, sıcacık içeriğiyle…  Okuduğunuzda durumu anlarsınız.

İnsan Hakları Beyannamesi’ni yeniden yazmanın hiç mi hiç gereği yoktur.

Eğer gerçekten samimiyseniz, 30 maddelik bu bildirgeye uyun yeter…

Eğer gerçekten samimiyseniz, İnsan Hakları Derneği ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı, siyasi partiler gibi kurumları davet eder ve birlikte oluşturulacak bir komisyon, ülkenin şartlarına göre yeni bir paket ortaya çıkartır ve kameralar önünde hep birlikte kamuoyuna deklere edersiniz…

Eğer gerçekten samimiyseniz, farklı etnisitelerden, inançlardan,  tüm partilerden, bilim insanlarından, hukukçulardan, sendikalardan, meslek odalarından, derneklerden oluşturulacak geniş yelpazeli bir Anayasa Yazım Komisyonunca yeni bir Anayasa çalışması yapılır. Ancak,  bu Anayasa çalışmalarına katılan kurumların “kırmızı çizgilerini” bir kenara bırakmaları şartıyla…

Şartıyla diyorum…   toplumsal barışın önüne açacak, farklı kimlik ve inançların kendini özgürce ifade edebileceği,  örgütlenme ve ifade ve düşünce özgürlüğünden tutun,  tüm yaşamı, yaşam alanlarını kolaylaştıracak koruyacak bir çok madde yeniden toplumsal ihtiyaca göre tartışılır ve ortaya yepyeni bir çağdaş, demokratik, evrensel ilkellerle zenginleştirilmiş nur topu gibi yepyeni bir Anayasa’ ya ancak böylesi demokratik bir tutumla kavuşuruz.

Yalnız, peşin söylemek gerekirse,  Kürt realitesi başta olmak üzere, aynı mahiyetteki sorunlar “Kırmızı Çizgilerimiz” denilerek çözümsüz bırakılırsa, yapacağınız yeni bir Anayasa,  1924 ve 1980 Anayasasından hiçbir farkı olmayacaktır. Haliyle,  “Yeni Bir İnsan Hakları Eylem Planı ya da Yeni Bir Anayasa” söylemleri, Laf-ı güzaf olarak tarihteki yerini alacak!

Ülkenin bütün farklılıklarını, bütün zenginliklerini,  bütün renklerini, bütün dinamiklerini kucaklayacak; demokratik, çağdaş, laik, özgür, sil baştan yepyeni bir Anayasatüm içsel sorunlarımızın panzehri olacak ve gelecek kuşaklara yarınları olan pırıl pırıl daha güzel bir ülke bırakacağız.

Bu tarzda yeni bir Anayasa özgür bir Anayasa olur, aksi ise;  Özürlü bir Anayasa olur.

Bahar aylarındayız…

Gelin baharı, yepyeni çağdaş bir Anayasa ile hep birlikte kucaklayalım.

Gelin, 28 Şubatta yittirdiğimiz büyük edebiyatçı Yaşar Kemal’ in düşlerini gerçekleştirelim.

Gelin, bu coğrafyayı bin bir çiçekli bahçeye dönüştürelim.

Son olarak, Dünya Emekçi Kadınlar Günü‘nü kutlarım…

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir