YENİ YILDA DA DEJAVU

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

2020’ nin bir panoramasını yazmaya kalksam;   yazarken ben, okurken sizler yorulacaksınız, bunu çok iyi biliyorum. Bu yüzden uzun uzadıya yazmayacağım. Ne ben, ne de siz yorulun.

İçimizden bir dilek tutalım yeter.

Hani özellikle bizim kuşak ve bizden sonraki iki-üç kuşak bu şarkıyı mutlaka hatırlar. Ferdi Özbeğen ya da Neşe Karaböcek’ in hitleştirdiği “Dilek Taşı” şarkısı vardı ya hani: Gözümde canlanır koskoca mazi/Sevdiğim nerede ben neredeyim/Suçumuz neydi ki ayrıldık böyle/Kaybolmuş benliğim ben ne haldeyim…”

Tabi şarkının sözleri bu kadar değil.

Ama geçen yıl bir yılbaşı günü, saatler 24’ e 10 kala tüm kalbimle tuttuğum dileği sizlerle paylaşmanın bir mahsuru yok sanırım.

Yıllarca mücadele ediyorsun, baktım olmuyor, geçen yılbaşı öncesi, balkona çıkarak, daha havai fişekler gök yüzünü aydınlatmadan, semaya bakarak, artarda bir takım dileklerde bulunmuştum.

 Tutmayacağını biliyordum zaten. Her yıl olduğu gibi, bu yıl da Dêjavu diyecektik.

 Biliyorum, dileklerimin, bir çoğumuzun ortak dileği olduğunu…

 Ve, “Gözlerimi kaparım, vazifemi yaparım” diyerek, gerçekleşmesini istediğim bütün hayallerim üzerine başladım dilek tutmaya. Hepsi tek tek başladı gözümde canlanmaya…

 2020 yılında asgari ücret 4000 TL’ ye yükseltilirken, emekli ve kamu emekçilerine % 60 oranında zam yapılıyor ve her yıl emeklilere. Ayrıca,  çalışanlara yılda tam maaş 4 ikramiye de yan masadan, ekstra…

 Aklı selim galip geliyor, rant uğruna doğa ve çevre felaketlerine son veriliyor, çarpık kentleşmeye son veriliyor…

 İstanbul Sözleşmesine atıfta bulunan 6284 Sayılı yasa uygulanarak, kadın cinayetlerine artık “stop!” deniliyor…

Yine aklı selim galip geliyor,  Kürt Realitesinin demokratik, barışçıl çözümü, tüm tarafların hazır bulunduğu bir uzlaşı komisyonu da tartışılarak değiştirilemez toplumsal sözleşme haline dönüştürülerek hayata geçiriliyor ve etnik kimlikler, inançlar; dilini, kültürünü, düşüncesini özgürce ifade edebiliyor…

Dilemeye devam ediyorum…

Örgütlenme ve ifade özgürlüğü önündeki tüm engeller ortadan kaldırılıyor; demokratik, çağdaş yeni bir çerçeve Anayasa hayata geçiriliyor…

Bilimsel, laik, çağdaş, demokratik eğitim ile herkesin yararlandığı parasız sağlık sisteminin hayata geçirilmesi ve sosyal yaşamın güçlendirilmesi,

Artık, Nepotizm uygulamaları yerine liyakat esas alınmış…

KHK’ lerle haksız, hukuksuz bir şekilde görevden uzaklaştırılan kamu emekçileri, Barış Akademisyenleri tekrar görevlerine iade ediliyor…

Bağımsız yargı, tabii yargıç ilkesi yeniden tesis ediliyor, adil yargılama önündeki engeller ortadan kaldırılarak, yargı yeniden güven tazeliyor…

Toplumsal barışa katkı sunacak bir gelişme yaşanıyor;  Gülten Kışınak, Osman Kavala, Ahmet Altan, Selahattin Demirtaş, başta olmak üzere, diğer siyasi hükümlü ve tutuklular derhal serbest  bırakılıyorlar…

Dilemeye devam…İçte barış, dışarda barış bir devlet politikası haline geliyor…

Muhalif basın ve özgür sanat üzerinde tüm baskılara son veriliyor.

Ve yine akli selim hakim oluyor, ülkeyi bulunduğumuz çağın çok çok gerisine düşüren dini temelli, tarikat, cemaat, vakıfların yerine, bilime, liyakata, sanata ve akla önem verilmeye başlanıyor.

Olmadı, biliyorum, “biz bu saydıklarının çeyreğine de razıyız” diyeceğinizi de tahmin ediyorum.

Ne yapalım… Yumuşak otokrasiden, sert otokrasiye geçiş dönemi yaşıyoruz yavaş yavaş, hepimiz farkındayız.

Tahmin edileceği gibi, ülkeyi yönetenler; 2021 yılı hem demokrasimiz, hem ülkemiz için yepyeni bir yıl olacağını muştulayacaklar yine kuşkusuz toplumun uyuşturulmuş ölü bedenlere, dumura uğratılmış beyinlere.

Son 18 yılda her tür dezenformasyon haber ve Prompter nutuklarla  muştulana muştulana, uyutula uyutula  ölü toprağı serpildi üzerimize.

Prompter siyesetine karşılık demeç siyaseti… Belki de Dünya da ilk örneğine şahit olduk güzelim yurdumda.

Haberiniz ola, yeni bir yıla girerken, saatler 24’ nü gösterdiğinde, her zaman olduğu gibi: Külkedisi Sindirella masalında anlatıldığı gibi; son model araba bal kabağına, şoför ise fareye dönüşecektir.

Yani, yarın uyandığımızda, pardon, nerede kalmıştık ya da Dêjavu diyeceğiz, yeni bir yılın ilk gününe başlarken.

Bir dilek tutmuştum, olmadı.

Tutmadı diye, Sabır Taşı şarkısını da söylemeyecek değiliz herhalde.

Yine de siz siz olun, benim gibi aynı dilekleri tutun elinizde şarap kadehiyle gökyüzüne bakarak.

Yine de, ben yüreğimden geçeni söyleyeyim: Covidsiz, sağlık, barış, huzur, mutluluk içinde özgür yarınlara…

Yeni yılınız kutlu olsun!

Sersala we ya malbata ve piroz be!

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir