Yeniden merhaba

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“Aslında hem Kürt halkı, hem Alevi halkı, hem sol/sosyalist cenah, hem de demokratik muhalefet  aşinaydı zaten Sedat Peker’ in bu tüm anlatılarına. Bu saydığım kesimler için yeni bir şey değil, bu anlatılanlar.”

 

Uzun bir aradan sonra yeniden merhaba…

Gündeminiz bol olsun” diyeceğim ama sağ olsunlar,  “mafya, devlet, siyaset” ilişkisi ülkeyi ve toplumu yıllardır gündemsiz bırakmıyor.

E, o zaman “Nazar değmesin”.

 

Gündem üzerine gündemle karanlık ve muamma bir süreçten geçiyoruz.

“Oskar’ a aday” videoların sekizincisi, geçen pazar günü sabah kahvaltı saatine eş zamanlı vizyona girdi…

 

Kahvaltı eşliğinde izlemeye başladım. Sabah kahvaltısı eşliğinde izlenmesi, seyre daha da bir lezzet katıyor.

Sedat Peker’ in anlattıkları Fırat’ın batısı ile ilgiliydi. Eğer bilgi sahibi ise ki muhakkak bilgisi vardır, Fırat’ın doğusunun yanı sıra Hrant Dink ve benzer olaylarla ilgili “devletin bekası” nedeniyle olacak ki konuşmadı.

 

Aslında hem Kürt halkı, hem Alevi halkı, hem Sol/sosyalist canah, hem de demokratik muhalefet aşinaydı zaten Sedat Peker’ in bu tüm anlatılarına. Bu saydığım kesimler için yeni bir şey değil, bu anlatılanlar.

Peker, yayınladığı son videosuyla el yükseltti bana göre.

“Mafya, devlet, siyaset” ilişkisini anlatırken çok detaya inmeden, adeta ilgililerine mesaj/tehdit niteliğinde hatırlatma başlıklar olarak izleyiciyle buluşturdu son videosunu.

Eski Başbakanlardan Binali Yıldırım’ın oğlu ile ilgili iddialar ile Uğur Mumcu cinayetinden Kutlu Adalı cinayetine;  Elazığ’da,  2019 senesinde evinde ölü bulunan ve “intihar” ettiğinden bahisle soruşturması kapatılan Kazakistan uyruklu üniversite öğrencisi Yeldana Kaharman ile ilgili yeni iddialar…

Sedat Peker’in restine, dünkü grup toplantıyla “rest” çekildi. Bu yüzden Pazar günü yayınlanması beklenen video daha da ilginç hale gelebilir.

Biraz gerilere gidersek, en yakın tarihimizde ki “mafya, devlet, siyaset” ilişkisi kamyona toslamasaydı.

Toslama, ama ne toslama…

Tabi ki bu ilk toslama değildi ve son toslama da olmayacak…

Cumhuriyet öncesi ve sonrası bu ülke ve bu toplum, kökleri ‘İttihat Terakki’ye uzanan benzeri olayları, toslamaları bizler biliyoruz ama toplumun büyük bir kesimi bilmiyor ya da işine gelmediği için olsa gerek, bilmek istemiyor.

Kamyona toslaması sonucu, 1996 yılında ortaya “Mafya, devlet, siyaset” ilişkisi saçıldı. O günden bugüne aradan 25 yıl geçti ve o günden bu güne de köprünün altından çok su aktı.

O gün için tepki verebiliyor, ortaya saçılan illegal kirli ilişki ağının ortaya çıkartılması için mücadele edebiliyordu toplumun bir kesimi. Ayrıca yargının resen soruşturma çabasına da tanık oluyorduk en azından.

Bugün için aynı şeyleri söylemek zor.

Ülkenin ekonomisi, siyaseti, sosyal yaşam alanı, toplumsal yapısı duvara toslayalı çok olmuş aslında.

Ülke ve toplum olarak; Dün, bugün ve yarın yaşadıklarımız/yaşayacaklarımız, bu toslamaların ve dibe çöküşlerin ve de çürümenin sonucudur, tezahürüdür. Buna da sebep olan, iktidarı ve devleti yöneten milliyetçi/muhafazakar sağ kadrolar ile bugüne kadar topluma giydirmeye çalıştıkları politikalardır.

Bu nedenle, pespaye bir hayata zorluyorlar bizi, tıpkı kendileri gibi…

9. videoyu heyecanla bekliyoruz.

Bakalım, Dağ Fare Doğuracak mı?

Yoksa, taraflar arası sulh mu ilan edilecek?

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir