“Dışarda deli dalgalar/Gelir duvarları yalar/Seni bu sesler oyalar/ Aldırma gönül aldırma
Görmek istersen denizi/Yukarıya çevir yüzü/Deniz gibidir gökyüzü/Aldırma gönül aldırma…” Sabahattin Ali
“…Orman yurdun temelidir/Nesillerin evvelidir/Her sanatın ilk elidir/Ormandaki varlığa bak…” Aşık Veysel Satıroğlu
Bu haftaki yazımın konusunu yukardaki şiirlerden anlaşılacağı üzere, ‘Deniz ve ormanlarımız’dan seçtim.
Yolculuk sırasında mümkün mertebe hep orta sıralarda cam kenarında yerimi ayırtmaya çalışırım.
Sebebi; deniz ve dağ manzarası…
O gün için hâletiruhiyeniz iyi değilse, yolculuk sırasında gözleriniz sürekli masmavi denizi, yamaçları yemyeşil sıra dağları arar durur.
Denize paralel yolculuklarda denizi seyretmek bana büyük keyif ve moral verir; bir de öbür yanınızda dağların yükseltisi başlıyorsa gözlerinizi kısarak dalıp gittiğinizde bambaşka bir dünyada bulursunuz kendinizi.
Mersin’de yaşıyorsanız, Silifke’ ye doğru seyahat etmişsinizdir.
İster istemez gözleriniz masmavi denizi ya da yemyeşil dağları arayıp durmuştur.
Ne yazık ki, özellikle son 20 yılda Mersin- Antalya bölünmüş ve sahil yolundan denizi görmek mümkün değil.
Solunuza baktığınız da Toroslar sıra dağları, deniz yönüne baktığınızda ise koca koca tatil site amaçlı beton sıra dağları!..
Yazık, çok yazık!
Her şeyimizi ranta kurban vermişiz!
O güzelim sahilleri, koyları ranta kurban vermişiz…
Keza, narenciye bahçeleri de aynı şekilde rant kurbanı.
Bildiğiniz gibi denize kıyısı olan ülkelere de gideniniz vardır.
Gitmişsinizdir, görmüşünüzdür, şahit olmuşsunuzdur…
Deniz kıyısından bölünmüş ana yolun kıyı tarafına tek bir çivi bile çaktırmazlar, ormanları talan ettirmezler, tarihi mekanlara el dokundurmazlar.
Talan, tahribat, rant, ancak üçüncü sınıf mevkide bulunan ülkelerde görülür.
Tekrar edeyim; solunuza baktığınız da Toroslar sıra dağları, deniz yönüne baktığınızda koca koca tatil site amaçlı beton sıra dağları!..
Yazık! Hem de Çok Yazık!
İşte bizdeki kapitalizm böyle bir şey!
Toplum olarak kapitalizmin en vahşisini yaşıyoruz.
Kapitalizm acımasızca politika ve rant uğruna ne doğaya, ne hayvana ne de insana acıyor!
Tevfik Fikret’ in günümüzü anlatan şiirinden bir bölümle, güzel günlerde buluşmak üzere…
“Bu sofracık, efendiler – ki iltikaama muntazır/Huzurunuzda titriyor – bu milletin hayatıdır;
Bu milletin ki mustarip, bu milletin ki muhtazır!/Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır…
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin/Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!”